Cloud

Abone Ol

Yeni içerikler eklendiğinde anında e-posta adresinize bildirim almak isterseniz abone olabilirsiniz.

Memat

Tarih: 05.08.2022 00:15 Okuma Süresi: 6 dk. 30 sn. Yazar: Cloud

bir önceki yazıyı alkol tüketerek yazdım. bu yazıyı ise bütün algılarım açık ve kahveden almış olduğum kafein dozaşımı ile yazıyorum. daha ciddi konular ile karşı karşıyayız.

geçtiğimiz günler içerisinde ekonomi namına oldukça geniş çaplı okumalar yaptım. başarısız bir girişimci olmamak adına bende filizlenmeye yeni yeni başlayan birtakım fikirlerden hareketle yaptım bunu ve bir e-ticaret sitesi açmaya karar verdim. halihazırda sitenin alan adını almış bulunuyorum: www.ishipfromturkey.com . ancak bu, bu yolda atılacak tüm adımların yalnızca başlangıcı niteliğinde. bu site ile batmak üzere olan ekonomimizi canlandırmak adına yurtdışına satışlar gerçekleştireceğim. bu yola baş koymamın çeşitli sebepleri var.

1) çalışanlarına 3 kuruşluk maaşı çok gören kodamanlar

iş arama süreçlerime askerlik bittikten yaklaşık 4 ay sonra başladım. askerlik bittikten sonraki ilk iki ay herhangi bir şekilde darlamalara maruz kalmadığım bir dönemken, 2. aydan sonraki her gün hiçbir şey yapmayışıma dair homurdanmalara tanık oldum. açıkçası her zaman rahatlıkla bir iş bulacağım düşündesindeydim. hala da bu görüşümü sürdürüyorum.

babasının prensi ya da prensesine ihtiyacı olmayan ve karlılık için en canavar insanları seçecek şirket profillerine uyduğuma inanıyorum. henüz üretimin tamamen makinelerden ibaret olmaması kodaman patronları uykularından etmekte çünkü kiralanan her emek aynı zamanda şirket sahipleri için azalan karlılılık demek. bu düşünceden hareketle kendisi için makine gibi çalışacak insanları kaçırmak istemeyen kodaman sayısı dünya genelinde oldukça fazla. özellikle 3. dünya ülkelerinde yaşıyorsanız, iyi bir iş ahlakına sahipseniz ve yetenekleriniz ilgili iş alanına uygunsa kodamanlar tarafından gözardı edilmeniz neredeyse imkansızdır; çünkü gelişmiş ülkelerde yaşayan bir kodaman kendi ülkesinden bir insanı 3 birim paraya çalıştırmaktansa sizin gibileri 1 birim paraya çalıştırmayı gönül rahatlığıyla tercih edecektir. bu yüzden bir kapitalist için bulunduğu ülke dışındaki tüm ülkeler gerek emtia olsun gerek emek piyasası olsun bulunmaz bir nimettir. ülkemizin durumu da hiç iç açıcı olmadığından ülkenin kendini geliştirmiş yeteneklerinin bu kodamanlara emeğini teslim etmesi çok normal. kodamanın sunduğu 1 birim para, sana kendi ülkenin kodamanının sunduğu 0,056 birim paradan haliyle çok daha cezbedici gelmekte. ancak atlanılmaması gereken bir nokta var ve o şudur ki varolduğu tarihten bu yana emek her zaman üretimin dışında tutulmuştur. yeteneğinizi hangi kodamanın eline verirseniz verin, küresel rekabette eğer sizin emeğinizi sizden ucuza sunmaya hazır başka kitleler varsa kodamanın vazgeçeceği şeylerden ilki siz oluyorsunuz. bu noktada emeğin örgütlü hareketinin önemi gözüme çarpıyor; ama skype üzerinden de örgütlenemeyeceğiniz bir gerçek.

emeğini asgari yaşam şartlarından çok daha ucuza sunmaya niyetli insanların varlığı yüzünden hak ettiğimi düşündüğüm maaşları almadığıma inanıyorum. bu yüzden bir alternatif yol bulmam gerektiğine inandım.

 

2) ülkenin ekonomik durumu

ülkemizin parasal değeri günden güne erimeye devam ediyor. artık aliexpress üzerinden kolye bile satın alamayacak duruma geldik. dış borcumuzun katlanarak büyümesi ve türk lirasının bu derece değerini kaybetmesi eğer iyice üzerine düşünülecek olursa önümüze yeni fırsatlar sunmaya başlar. herhangi bir uluslararası pazarda tüm basic tişörtler 10 pound / euro / dolara satılırken ülkemizde bunların üretim maliyeti yurtdışına kıyasla çok makul fiyatlara denk gelmekte. eğer bu durum iyi değerlendirilebilirse bir KurtaranExpress'in bu ülke topraklarından çıkmasını olası buluyorum. pazarlama konusunda çin'in üzerinde taşıdığı olumsuz birçok etikettense bu ülkenin bir KurtaranExpress'ini oluşturmak uluslararası başarı olarak neden çin'i geçmesin? üretim olarak - teknolojik olmasa da - büyük bir potansiyele sahibiz. bir de başımızdaki takkeden kurtulabilirsek umutlu olmamamız için hiçbir sebep yok.

 

3) müşteri hizmetleri deneyimim

yılların bir çağrı merkezleri çalışanı değilim, fakat dünyayı kıyametten kurtaracak akla sahibim :d

saatte yaklaşık 10 mail atıyorum. kaynağını götüm olarak referans alacak olursam bunların yüzde 25'i iade süreçleriyle, %20'si ürünlere dair bilgi edinmek isteyenlerle, %30'u sabırsızlıktan çatlayan alıcılarla, kalan kısmı da internetten alışveriş yapmayı beceremeyen 55 yaş üstü kitlenin çeşitli soruları ile geçiyor. bütün deneyimlerimi, potansiyel sorunları, bu sorunlara bulduğum yaklaşımları burada sizinle tek tek paylaşmak isterdim, ama bunu kendi stratejik planlarım için yapmayacağım :) tek başıma satış sonrası destek adına yeterli yardımı sahip olduğum ingilizce sayesinde hem telefon aracılığıyla hem de mail yoluyla sağlayacağıma inanıyorum. burada anahtar kelime öbeği "satış sonrası". günümüz ve ülkemiz şirketlerinin buna yeterince önem vermeyerek, yalnızca güzel güzel siteler hazırlayıp paralarının büyük bir kısmını instagram reklamlarına basarak büyük bir noktayı kaçırdıklarını düşünüyorum: gelirin büyük bir kısmı mutlu müşteriden gelir. bir müşterinin olumlu bir deneyimle bir alım gerçekleştirmesi, hem ileride başka bir satın alım yapacağının garantisi ve aynı zamanda aynı ürünlerle ilgilenen bir ya da birkaç dostunu da beraberinde getireceğinin göstergesidir. mutlu etmek konusunda masörler gibi olamasam da insanlarla empati yeteneğimin bulunduğuna inanıyorum. tabii ki de bırakacağı döviz için bu işi yapacağım, ama paranın yanında da kişisel tatmin sağlamak amaçlı deneyimsel değerler elde etmek önemli.

 

son

sonu nasıl olursa olsun sahip olduğumu düşündüğüm bütün yetenekleri tıpkı bir tuvalde işliyormuşçasına çabalayacağım bu yeni alanda başarılı olabileceğime inanıyorum. yarışmacı arkadaşlara da başarılar dilemekten öte durmuyorum. sözünü de verdiğim gibi, 2 sene sonra Udemy'de görüşmek üzere :)


Bu içerik "358" kez görüntülendi.

Tags: #e, #commerce, #ihracat, #ishipfromturkey

Memat
İçerik Yorumları (2)
theoceanwave
1 years ago
Okumak için durumum yoktu benim de ama yine de okuyayım dedim. Göya okumak için kütüphaneye gelmişken Sıra Gecesi Müzikleri playlistimi dinlerken okudum bunu. Düğün bayram modumdayım şimdi. Ama iki aydır burayı update etmeyişin... Bilemiyorum. Yeni yazıyı yazmadan önce "Zeytin Yaprağı Yeşil" dinle iyi gider.

Yunus Emre
1 years ago
Çıkmıs olduğun yolda tüm içtenliğimle başarılar dilerim umarım dilediğin gibi başarılı ve istikrarlı bir yol sürebilirsin.