Notlar - Şubat 2021 - Erzincan MEBS Alayı Tarih: 21.12.2021 12:45 Okuma Süresi: 8 dk. 55 sn. Yazar: Cloud Gün 1 Geldiğim ilk günden itibaren MEBS'ten nefret ettim. Nizamiye astsubayı yanıma aldığım şampuana, deodoranta, nemlendirici kreme el koydu. Yarım sigara paketimi aldı. Hattımı aldı. Kitaplarımı aldı. Bizi post-apokaliptik bir evrenden kalma, s.t.a.l.k.e.r'dan fırlama bir koğuşa verdiler. Biz dediğim de iki kişiyiz: ben ve Vanlı dostum İbrahim. Şimdi şampuansız duş alma tekniklerini keşfetmem gerek. Neyse ki sabunumu almadıklarını görüyorum. Benle karşılaşan herkes şanslı olduğumu söylüyor. Böyle şansın k.b içine tükürüyüm. Saat 20:55. Birazdan güzelce duş alıp dünyanın en kirli yatağında uyuklayacağım. Peace. Gün 2 Sabah 7'ye alarm kurdum. Karantina süreci gibi bir şeyin içinde olduğumuz için herhangi bir birliğe henüz yollanmadık. 7:30-45 civarı kahvaltı getirdiler. Menüde 12 zeytin, 1 yumurta, büyükçe bir peynir dilimi, reçel, tahin pekmez karışımı ve 4 dilim ekmek vardı. Hunharca gömdükten sonra traş olup sonsuz gibi gelen bekleyişimize devam ettik. Sözlükten 10 kelime bulup onlara çalıştım. Kelimelerden bir hikaye yazdım. Hikaye, Bulut'un bir 'rowdy' rütbeli tarafından uyandırılması, yediği karpuzun 'rind'larını etrafa fırlatması ve 'riff-raff'lerin bir günü üzerine. Bugün aramıza 6 kişi daha katıldı. Ben dağlara bakıyorum; onlar da bana bakıyor. Onlar yerinde, ben de yerimdeyim. Bir dağ olup olmadığımı düşünüyorum. Dağlara yine kuşlar falan uğruyor. Bana da gerçi istihkak getiren erler uğruyor. 10 gün daha buradaymışız. 10 gün hapishanedeyim demektir bu. Kollarım ilk gün vurulan aşılardan dolayı ağrımasaydı spor yapıp günün bir saatini güzel bir şekilde değerlendirebilirdim. Birkaç güne ağrısı geçse bari. Yeni insanların yeni uzuvlarından biri olan internete erişimim olmadığı için kim ne yapmış diye merak etmiyor değilim. Acaba kim "Seni Dert Etmeler" şarkısını hikayesinde paylaşmış, kim umrunda olmayan insanlar için atarlı giderli sözler yazmış... Bir yandan da bu yeni durumumun bana bu konuda özgürlük getirdiği kanaatindeyim. Buraya bir ex-gf derdiyle ya da 6 aylığına ertelediğim sevgili yanı hayaliyle gelmedim. Bu yüzden zihnim yazmak için oldukça boş. Ben bu yazıları yazarken 3. öğün de geldi. Düzenli yemek yemenin insan için ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Buradan önceki yaşamımı düşünecek olsaydım, bu saatlerde ben 2. öğünümü yiyiyor olurdum. Yemeklerin çeşitli olması güzel bir şey. En azından kilo kaybetmeyeceğimi düşünüyorum. Aynı zamanda burada yemek yemek heyecanlı bir şey çünkü hiçbir şey yapmamaktansa o çorbayı kaba doldurmak, parmaklarımın arasına sigaradan başka bir şey koymak, yemeklerin besin değerlerini hesaplamaya çalışmak gün boyu karlı dağları seyretmekten daha eğlenceli. Her gün aynı sıkıcılıkla geçmesin diye uğraştığım için yaratıcılık konusunda boyut atlayacağım. İnsanın fabrika ayarı modu ne kadar sıkıcı bir şey. Sanatı yarattık, çünkü buna mecburduk. Bu arada, bilgisayar başında olduğum kadar derin yazamıyorum, çünkü yanıma keçeli kalem aldım ve erkenden mürekkebini bitirmek istemiyorum. Ayrıca kalemle yazmak çok yavaş bir iş olduğundan cümlenin ortasına gelince ne diyeceğimi unutuyorum. Bugünlük bu kadar yeter sanırım. Belki yazı yazmaktansa bir fikir üretmeye çalışırım, ya da kağıttan origami yaparım. Gençlerle defterin kağıtlarından iskambil kağıdı mı üretsem diye düşündüm, ama o kartların arkalarının neden mat olduğunu sonradan fark ettim. Gün 3 Bugün kayda değer bir şey olmadı desem yeridir. Dağlar da ben de yerimizi benimsedik. Yine de insan, buradan önceki hayatında sahip olduğu haz araçlarını özlemiyor değil. Arkadaşlardan birinin telefonu şarkı oynatabiliyormuş. Müziğin sesini duyar duymaz yemek bulmuş survivor yarışmacıları gibi şendik. Ahmet Kaya'dan Beni Bul Anne çaldı. Ses kalitesi iyi olmasa da bir şarkı dinleyebilmek güzeldi. Kendi mp3 çalarımı getirsem içeri sokabilir miydim bilmiyorum. Bir "Echoes" ve "Shine on You Crazy Diamond" dinlesem güzel bir uykuya dalış gerçekleştirebilirdim. Uyumak bilmeyen insanlardan dolayı uyku sorunu yaşıyorum. Buna ek olarak horlama sesleri içerinde uyumaya çalışmak benim için büyük bir işkence. Neden diğerleri gibi bunca gürültünün içinde uyuyamıyorum diye düşündüm. Kafamı yastığa koyduğum zaman istemsizce tetikte oluyorum; keşke her konuşulan cümleyi, her anlamsız sesi bu kadar çok kafama takmasam. Bu mümkün görünmüyor. Gözlerimi karanlıkta kapamış olabilmeyi bir yerden sonra uykuya eşdeğer görüyorum. Günlük tutmak konusunda pek başarılı olduğum söylenemez. Olayın içindeyken sadece sıradan şeylerden bahsedebiliyorum. Bugün de fazla atraksiyon olmadı gibi. 19:44, iyi geceler. Gün 6 ya da 1. hafta Her gün yapılan saçma eğitimler bacaklarımı zorluyor. Aradaki üç gün boyunca yazmama sebebim de bununla alakalı. Yatağı görür görmez uyumak her şeyden daha çekici geldiği için yazmaya en ufak bir isteğim kalmadı. Haftasonları çalışmayacak olmamız güzel. 2 gün boyunca her şeyi daha detaylı anlatacağım. Bugünlük kalan vaktimi sözcük çalışmak için ayırıyor, gelecekteki bana veda ediyorum. Gün 8 ya da 9 Birileri etrafta mıntıka yapıyor. Birileri banyoyu ve tuvaleti temizliyor. Benle birlikte birileri yemek dağıtıyor. Birileri yemeği getiriyor. Bu küçük komünde herkesin uğraşmakla sorumlu olduğu birtakım işler var. Birisi çekpasla koridordan yalnızca bir gün içerisinde oluşmuş o kirli suyu dışarı çekiyor. Aynı anda bize seslenmekte olan Kadir... Yemin törenine 6 gün kala Serbest bırakıldığımız nadir günlerden biri. İçimden bir şey yazmak gelmiyor. Günler birbirinin tekrarı olduğu için kayda değer bir şey gerçekleşmiyor. Uyumayı birçok şeyden daha çok istiyorum. Bana ayrılan az zamanda dinlenme ihtiyacımı gidermek kadar önemli bir şey olmasa gerek. Belki her şeyi buradan çıktıktan sonra anlatırım. Anketler: (Erlere sorduğum sorular) Sence bu hayatta yapılacak en iyi şey nedir? 1) Dürüst olmak. İnsanlar da sana dürüst olur. İnsanın güvenini kazanmak önemli. 2) Hiçbir şey. 3) Sex yapmak. İnsanın ruhunu tazeler. Bir süreliğine mutlu olunur. Haz verir. Zevklerinin peşinden goş. Doğaya at sonra kendini. Ev, bahçe falan... <3 sevgi ve barış <3 4) Doğru olmak. 5) Kur'an-ı Kerim okumak, dini vecizelerini yerine getirip cennete gitmek istiyorsan. 6) Adaleti sağlamak. Herkesin eşit olması, zengin fakir ayrımının olmaması... Ama herkes eşit olursa kimse bir şey yapmaz. Bu da mümkün değil. 7) Anı yaşamak kanka. 8) Ölmek. KEŞKE DOĞUMIYAYDIK. Kırık kalbini nasıl tamir edersin? Başkasını bulmayı düşünür müydün böyle bir durumda? (Eğer askere gitmemiş olsaydım İ. ile sanırım hayatım boyunca tanışamazdım. 20 yaşında, Vanlı, uzunca bir delikanlı. Ailesinin iki elin parmakları toplamından daha fazla sayıda olan çocuklarından biri. Aynı zamanda iyi de bir berber.) İ. : Bir kere aklına düşmüşse bu mümkün değil. Aşk insanı tahrik eder, gönlünü köreltir. Ne yaparsan yap o acı geçmez. Ne kadar kendini kandırırsan kandır o acı insanda kalır. Belki karşımızdaki insan doğru insan değildi, fakat biz kör olmuşuz. Yine de gerçek aşk Allah sevgisi gibi büyük olmamalı. Kendini kaptırırsan kendine zarar verirsin. Üzülürsen çevrendekiler de bu durumdan etkilenir. Aslında küçük olan bir şeyi daha büyük kılıyorsun. Aşk, insanın içinde yalnızca onun büyütmesiyle... Ayrılmak kelimesi sende ne çağrıştırıyor? Alıştığın kişiden ayrılmak zor gelir. Yaşanılmışlıklardan ayrılmak... Ama bu da (çekilen acı)normaldir. Gurbette iken onu özledim. ( 2. sınıf öğrencisiyken birini seviyor. 6 yıl sonra o kişiyle tekrar karşılaşıyor.) Daha güzel olmuştu ama ben umursamadım. Ona daha farklı davranabilirdim ama kendimi tuttum. Aklıma getirip dursaydım benim için daha zor olurdu. Bu içerik "333" kez görüntülendi. Tags: #acemi, #toren, #ictima, #mintika, #istihkak, #istihkam, #uygun, #adim, #mars, #sol, #sag, #bir, #ki, #uc, #dort, #yuruyus, #karari, #sayilacak, #say, #erzincan Önceki Önceki İçerik: Uludağ'ın Zirvesine Nasıl Çıkılır? Harita Desteği, Otobüsler, Kaybolmama Garanti Sonraki Sonraki İçerik: 2021 Yılına Veda, Yeni Bir Yıla Giriş Notlar - Şubat 2021 - Erzincan MEBS Alayı İçerik Yorumları (0) Yorum Yaz Yorum Ekle Bu yazı için henüz yorum yok.