Cloud

Abone Ol

Yeni içerikler eklendiğinde anında e-posta adresinize bildirim almak isterseniz abone olabilirsiniz.

2. Konteynır Bahadır

Tarih: 11.06.2020 11:21 Okuma Süresi: 4 dk. 22 sn. Yazar: Cloud

Onlardan nefret ediyorum. Onlar gibiler o yağlı vücutlarıyla ve sosis parmaklarıyla benim gibileri istedikleri zaman istedikleri gibi sevebileceklerini düşünürler. Haha! Onlar gidip kendi evlerinde yüzyıllardır baktıkları o şehzade torunlarını sevsinler. Benim adım 2. Konteynır Bahadır. Ben kendimi kimseye sevdirmem. O sosis parmakları, bana bağışlanan ve kınından çıkarmaya hiç üşenmediğim kılıçlarımla deşmek benim için büyük bir zevktir. Aralarından bazı teyze ve amcaları severim ama. Onlar bana her sabah üşenmeden hizmet ederler. Tek bir miyavımla adeta birer hizmetkar uşağa dönüşürler. Evet sen. Mehtap apartman 2. kat sakini yaşlı amca ve teyze. Sözüm size. Bu mahallenin bugünkü popülasyonuna ulaşması sizin sayenizde gerçekleşti. Ne zaman çöp karıştırmaya üşenirim, işte o zaman sizi uykunuzdan uyandıracak bestelerimi söylemeye başlarım. Bir tanesini daha dün yazdım. Onlar miyavca bilmedikleri için söylediklerimi anlamıyorlar, ama şarkımın sözleri şu şekilde:

“Ben tatlı bir pisi,

uyandırırım uykunusdan sisi…

Bana mama  vermeyen,

yessin Bahadar’ın patisi..”  

Bu sabah da çöp karıştıracak halim yok doğrusu. Henüz verdiği mamalardan da sıkılmadım. Mis. Bazen 3. katta oturan şu gitar çalan çocuğu görüyorum sabahları. Alelacele sırtladığı gitarıyla apartmandan ayrılıp okula gidiyor. Buraya taşınalı 3 yıl oldu, ama hala öğrenemediği şeyler var; mahallenin delikanlılarına haraç bırakmak gibi. Ya müzisyen kardeş. Anlıyorum çok paran da yok ama bir kere de gelip bizim şu miyavlamalara bir şeyler bestelesen. Karı ortak bölüşürdük ha, gelen mamaların yarısı senin. Severim aslında onu da, iyi çocuktur. Evden çıkıp bu zamana kadar bana hizmet etmeye gelmedi gerçi amma, ne zaman geçse selam verir. Bundan mütevellit kendisini tırmaklanacaklar listesine eklemedim.

İşte geliyor yine gönlümün sultanı Feraset abla. Kuru mamadan hoşlanmadığımı iyi bellemiş olsa gerek, yine hindi etli bir şeyler seziyor burnum. Hmpfs hmpfss. En sevdiğimden. Evet Feraset, sağ ol aşkım şu köşeye bıraksan yeterli. Günlük taze suyumu da getirmeyi unutmuyorsun değil mi? Ah, bir tanesin sen. Eğer sizin formunuzda olsaydım emin ol seni severdim Feraset!  Adın gibi anlayışlı kadınsın. Eve de çağır bi’ ara beni, bak darılıyorum! Gitti… Ne diyordum? Evet, bir listeye sahibim. Bu listede bütün mahalle fertlerini tırmaklanacak ve tırmaklanmayacaklar olarak ikiye ayırdım. Tırmaklanacaklar listesi çok uzun. Her güne bir mahalle ferdini ayırsam bile sosislerine çatal batırılmadan gezecek çok tip  kalıyor. Günde en az 2 çizik atmalıyım bu listeye. Heh, insanı an pençeni hazırla demişler. Yan binadaki yüzsüz emlakçı yine Mehtap’a ev gezdirmeye geliyor birini. Bu adamın gerçek yüzünü ah bir anlatabilsem insanlara, elemanı sopalarla kovarlar mahalleden.  Neyse, o kısma şimdi girmeyeceğim. Kendi adıma şu an için yapabileceğim tek şey bu lavuğun suratına iki çizik atmak olacak.

 

-Evimiz 4. Katta. Asansör yok, merdivenle çıkcaz, biraz yorulacaksınız ehe. Memur kefil tanıdığınız var mıydı?

- Evet, var.

- Hıhı, çok güzel. Nerde okuyosunuz?

 

Seni köftehor seni… Şu kadın birey kiracılara gösterdiğin pozitif ayrımcılığı eşine göstermiş olsaydın şimdiye 10 yıldır nafaka ödüyor olmazdın. Ya hak diyerek apartmanın giriş kapısı yoluna girdiği an üstüne çullanıp ölümcül pençe darbelerinde bulundum. İkisi de birden panikledi, ama ben ustaca suikastimi gerçekleştirdim. Ödü bokuna karıştı pezevengin.  Beni üzerinden savurmasıyla iki apartman arası boşluğa düştüm, ama mahallenin komandosuna da zaten böyle yüksek adrenalinli dövüş sahneleri yakışırdı. İtiraf etmeliyim, biraz canım yandı. Günün kalanını gözlerden uzak bir gölgelikte uzanarak dinlenmeye ayırdım. Hem çok yoruldum, hem de günlük görevimi tamamladım. Bugünlük bu kadar sevgili günlük. Yarın görüşmek üzere.


Bu içerik "522" kez görüntülendi.

Tags: #

2. Konteynır Bahadır
İçerik Yorumları (0)

Bu yazı için henüz yorum yok.